Son güncelleme
Loading...
  • Türkçe
  • English
  • Arabic
Prof. Dr. Ali Ünsal - Üroloji Uzmanı
09:00 - 18:00 Arası +90 312 287 97 01
  • türkçe
  • english
  • arabic

Böbrek Kanseri

Böbrek kanseri, böbreğin çeşitli hücrelerinden gelişen kötü huylu hastalıktır. Çeşitli hücrelerinden farklı tümörler oluşur. Bunlardan en yaygın olanı renal hücreli kanserdir (RCC). Bu kanser türü böbreğin kanalcık hücrelerinden gelişmektedir. Hızla büyüyen ve sıklıkla akciğer ve komşu organlara yayılma eğilimindedir. Böbrek kanserleri içinde görülme oranı %90’dır. Erkeklerde daha sık görülebilmektedir. Yaş arttıkca görülme sıklığı da artmaktadır

Nedenleri nelerdir

Tam olarak nedenleri bilinmemekle beraber bazı risk faktörlerinin etkisi olduğu düşünülmektedir. Obezite (aşırı kilo), uzun süre diyaliz tedavisi, sigara kullanımı önemli risk faktörlerindendir. Ayrıca birinci derece akrabalarda böbrek kanserinin olması, polikistik böbrek hastalığı ve Von Hippel-Lindau (VHL) gibi genetik geçişli hastalıklar da yüksek risk oluşturmaktadır. En etkili korunma yöntemi sigaradan kaçınmak ve obeziteyi azaltmaktır. 

Semptom ve belirtileri

Genelde erken evrede hastalar semptomsuz (belirtisiz) olabilir. Hastalık ilerledikçe semptomlar görülmektedir. Bu semptomlar, karında şişlik, idrarda kan, iştah kaybı, açıklanamayan kilo kaybı, yorgunluk, ağrı şeklinde görülebilmektedir. 

Tanı nasıl konulur

Bunun için ilk önce fizik muayene yapılmakta ve tıbbi aile geçmişi sorgulanmaktadır. Ardından kanser şüphesi olursa, bir dizi kan ve idrar testleri alınır ve görüntüleme yöntemleri (USG, BT, MR vs.) uygulanır. Çok nadir durumlarda böbrek biyopsisi yapılarak tanı konulur. Böbrek kanserlerinin yaklaşık üçte biri tanı anında vücudun çeşitli yerlerine yayılmış olabiliyor.

USG (abdominal ultrason)- ultrason genelde girişimsel olmayan, daha ucuz ve daha ulaşılabilir olması nedeniyle ilk aşamada sık kullanılmaktadır. Çoğu zaman hastalara herhangi bir nedenle ultrason yapılırken böbrek tümörlerini de tesadüfen saptayabiliyor. 

Bilgisayarlı tomografi- İntravenöz (damardan) kontrast madde verilerek Bilgisayarlı Tomografi görüntüleme ile tanıyı doğrulamak, karşı böbreğin fonksiyon ve yapısı hakkında bilgi sahip olmak, tümör yayılımını değerlendirmek, böbrek etrafı dokulara, venöz yapılara ve böbrek üstü bezlerine invazyon ya da lenf düğümlerinde büyüme gibi durumların saptanması için yararlıdır.

MRG (manyetik rezonans görüntüleme)- Bazı durumlarda karakteri net belli olmayan tümörlerde, opak madde alerjisi olan hastalarda ve ya kontrastlı BT çekilemeyen durumlarda MRG çekilebilir.


Evreleri

Böbrek kanserinin ilerlemesi 4 evrede oluşur


1- Tümör böbrek içine sınırlı olur ve 7 cm’den küçük olur. Herhangi bir metastaz veya lenf nodu tutulumu olmaz

2- Tümör 7 cm’den büyük olur ve böbreği örten kılıfın (Gerota fasyası) dışına taşmaz. Herhangi bir metastaz ve lenf nodu tutulumu olmaz

3- Tümör böbreğin ana damarlarına ve vücudun büyük toplar damarına uzanmış olur

4- Tümör böbrek etrafında olan kılıfın-fasyanın (Gerota fasyası) dışına taşarak komşu organlara yayılmış olur

Tedavi nasıl yapılır

Böbrek kanserlerinin çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Hangi tedavi yönteminin seçimi hastanın yaşı, genel durumu, ek hastalıklarının olması, hastalığın evresi ve hastanın tercihi gibi çeşitli faktörlere göre yapılmaktadır.

Radikal nefrektomi-Böbreğin tümör ve etraf dokularla birlikte tamamen çıkarılmasıdır. Böbrek kanser tedavisinde yaygın ve etkili şekilde uygulanmaktadır. Bu ameliyat hem açık, hem de laparoskopik (kapalı) olarak başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Açık radikal nefrektomi-Hastanın karnında 20-30 cm’lik kesi yapılarak böbreğin tümör dokusu ile beraber tamamen dışarı alınmasıdır.


Laparoskopik (kapalı) radikal nefrektomi-Birkaç delik vasıtasıyla endoskopik, ince aletlerle karına girilerek böbreğin tümör dokusu ile beraber özel bir torba içine alınarak dışarı alınmasıdır.


Bu yöntemin açık ameliyata göre birçok avantajları vardır

  1. Daha az kanama

  2. Daha hızlı iyileşme

  3. Daha az hastanede yatış süresi

  4. Daha kozmetik görünüm

Bu nedenlerle kapalı böbrek ameliyatları son yıllarda daha çok uygulamaya girmiştir ve hastalar tarafından daha çok tercih edilmektedir.

Parsiyal nefrektomi (Organ Koruyucu Cerrahi)- Tümörün yerleşimi uygun olduğu durumlarda böbrek korunarak sadece tümörün çıkarılması ameliyatıdır. Bu ameliyat da başarılı şekilde böbrek kanseri tedavisinde uygulanmaktadır. 4 cm’den küçük tümörlerde uygulanır. Kalan böbrek dokusu yeterince fonksiyon gösterir. Tümör boyutu ve yeri uygunsa mutlaka parsiyel nefrektomi tercih edilmelidir. Bu ameliyat hem açık, hem kapalı (laparoskopik veya roboik) yöntemle yapılabilir.



Son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de laparoskopik veya robotik cerrahi geniş uygulanmaya başlanmıştır. Bu kapalı ameliyatların açık ameliyatlara göre bir çok avantajları bulunmaktadır.
  • Vücutta kesi olmaması
  • Daha az kanama
  • Daha hızlı iyileşme
  • Daha az hastanede yatış süresi
  • Daha kozmetik görünüm

Embolizasyon- bu tedavi yöntemi genelde ameliyat yapılması mümkün olmayan veya çıkarılması mümkün olmayan tümörlerde semptomları azaltma amaçla uygulanmaktadır.

Radyofrekans ablasyon (RF) ve kriyoablasyon : 3 cm’den küçük tümörlerde, hasta yaşı ileri ise veya başka hastalıklar nedeniyle ameliyat olamayacak durumda olan hastalara uygulanır. Tümörlü doku çıkarılmadan yerinde radyofrekans ile yakılır veya kiryoablasyon ile dondurularak yok edilir.

Ameliyat sonrası takip

Hasta ameliyat olduktan sonra belli aralıklarla kan, idrar tahlilleri ve görüntüleme yöntemleri ile kontrol edilmektedir.